Kamboçya'dan Eskizler

Shiho Nakaza tarafından Kamboçya

Singapur'daki Urban Sketchers Sempozyumu'ndan sonra, Kamboçya'yı keşfetmek ve çizmek için Urban Sketchers sanatçı dostlarımla birkaç gün geçirdim. Bu Kamboçya'ya ikinci ziyaretimdi ve 2006'da ilk gidişimden daha unutulmazdı çünkü o zaman eskiz yapmamıştım ve çok sayıda fotoğraf çekmiş olsam da, deneyim ancak aktif olarak gözlemlediğimde ve gördüklerimi kaydettiğimde gerçekten içime işliyor. Bu sefer deneyimi paylaşmak için diğer sanatçılarla birlikte olmak da eğlenceli bir gezi olmasını sağladı.

İlk durağımız Ta Prohm tapınağının kalıntıları oldu. Burası Tomb Raider filminin çekildiği yer. Yemyeşil orman, taş yapıların üzerini kaplamıştı ve kalıntılardan birinin üzerinde dev bir ağaç büyüyordu. Buranın rengini ve ölçeğini aktarmakta zorlandım, bu yüzden birkaç küçük çalışma yaptım.

Öğleden sonra Angkor Thom'daki Bayon tapınağına gittik. Bayon, binaların yüzeyindeki dev yüz oymalarıyla biliniyor.

Bayon kompleksinin içindeyken, parlak turuncu cübbeli bir keşiş yanımdan geçti, ben de onu ölçek ve renk için çizime yerleştirdim.

Tapınak kompleksinin dışındaki otoparkta kestiren bu tuk-tuk sürücüsü gibi günlük anları yakalamayı da seviyorum. Öğleden sonraları hava çok sıcak oluyor, bu yüzden sıcağı yenmek için yavaş bir tempoda çizim yapmayı öğreniyorum.

Bu Angkor Thom kompleksindeki Kraliyet Sarayı'nın bir girişi. Binanın kullanılırken nasıl görünmüş olabileceğini düşünmeme neden oluyor.

Ertesi gün Kamboçya'nın en popüler tapınağı olan Angkor Wat'a gittik. Tüm alan ve tapınağın kendisi çok görkemli. Bu çizim tapınağın arka tarafının bir kısmı - terasın tamamını sığdıramadım.

İçeri girdiğimde, yapının ölçeği ve karmaşıklığı hayranlık uyandırıcıydı.

Ertesi gün Baphuon'a gittiğimizde yağmurlu bir öğleden sonraydı. Bu tapınak 2011 yılında restore edilmişti, dolayısıyla bu bölgeyi ilk kez ziyaret ediyordum. Saçakların altına oturdum ve karşımdaki binanın manzarasını çizdim ve sütun üzerindeki oymaları da dahil ettim. Serinletici yaz yağmurunu dinlemek ve çizimler yapmak beni huzurlu hissettirdi.

Tapınakların yanı sıra, kaldığımız Siem Reap şehrini keşfetmekten de keyif aldım. Bu, Pub Street'teki gece pazarında gölge kuklaları için deri işi yapan gençlerin hızlı bir taslağı. Sağdaki adamın bir tokmakla deriyi döverken arkadaşının rahatça ona yaslanıp telefonunu kontrol ettiğini görmek eğlenceliydi.

Ayrıca gençlerin cilalama ve oyma gibi geleneksel Khmer sanatları üzerinde çalıştığı Artisan D'Angkor'a da gittim. İnsanların zanaatları üzerinde çalıştıklarını görmek benim için büyüleyici.

Psar Chas'a (Eski Pazar) gittiğimde, koku ve sıcak bunaltıcıydı ve satıcıların konuşması, kuşların kanat çırpması ve tuk-tukların tekerlek sesleri atmosfere katkıda bulundu. Bu arada et pazarının önünde (hayvanları bile tanımlayamadığım) kırmızı plastik sandalyeler gözüme çarptı. Seyahat ettiğim her yerde benzer istiflenebilir plastik sandalyeler gördüm, ancak bunların arkasında bir dekorasyon vardı, bu yüzden bu çizimin odak noktası oldu.